“Türkiye de hiçbir başarı cezasız kalmaz” diyorlar, katılıyor musunuz?
Ben çok ceza aldım çok aldım.
İlk tokat neydi mesela?
Benim ilk yediğim tokat Öcalan ile yaptığım röportajdan ötürü arka arkaya 15 yıl hapis istemiyle davaların açılmasıydı.
Ne hissettiniz?
Çok korktum. Şunu diyebiliyorsunuz “Canım olur mu bir gazetecilik olayıyla kalkıp da beni 15 yıl hapise atarlar mı?”Sonra yatağa yattığınız zaman ya atarlarsa, diyorsunuz alev alev uyandığım günler oldu.
O sadece bir hapis korkusu mu yoksa ben ne yaptım korkusu mu?
Hayır ne yaptığımdan bir korkum yoktu bugün olsa bugün de yaparım bu tamamen kesin temiz gazetecilikti. Türkiye’yi alt üst eden bir örgütün başındaki adamla(cümleyi inceleyin-Bravo Birand) ilk defa yani benden sonra herkes gitti. Nasıl Can Dündar “MUSTAFA” filmini yaparak farklı yaparak ilk oldu hayatta da daima ilk olarak anılacak.
***
Yeterli Bulmadınız Değil mi ? Bugün ki Yazısını Okudunuz mu? :(
Artık Kürtlerin sesini duyalım...(2) -
Posta(02 NİSAN 2009)
Önce sokaklara döküldüler, anlamadık. Sonra silaha davrananlara destek verdiler, anlamazdan geldik.(Neyi anlamadık ? Birand ne demek istiyor ?) Şimdi, adeta gözümüzün içine sokarak dikkatimizi çekmeye çalışıyorlar. Türkiye, Kürt sorunun çözmek için silah ile sandık arasında sıkışmış durumdayken gelen bu mesajı, başta AKP olmak üzere, tüm partilerin ve devletin artık duyması gerekiyor.
Bu seçimlerin bence en önemli yanı, Güneydoğu bölgesinden gelen sandık sonuçlarıdır. Bu sonuç, Kürt sorununu başka bir yöne kaydırdı.
Önce gelin, 2007 genel seçimleriyle bugünkü oy dağılımına bakalım.
Hatırlayacaksınız, AKP 2007 genel seçimlerinde çok şaşırtıcı bir gelişme yaşamış ve DTP yüzde 4.9 oyla bölgede önemli bir zemin kaybı yaşamıştı. AKP birden bire bölgenin yeni aktörü konumuna girmişti.
Bu, öylesine önemliydi ki, AKP’nin yerel seçimlerde bastırdığı taktirde, DTP’yi bölgeden atabileceği varsayımını gündeme getirdi. AKP’nin kendine güveni arttı. Günaydoğu seçmeni Kürtlük adına değil, hizmet getirene destek veriyordu.
Bu inanç, AKP’yi 2009 yerel seçimlerinde heyecanlandırdı. Eğer böyle bir açılım gerçekleşirse, terör örgütü(Hangi örgüt... Güney doğuda faliyette olan 10 dan fazla örgüt sayarız SEN HANGİSİNE TERÖR Örgütü diyorsun -Hizbullah,El kaide,Hamas,Ergenekon,DHKP-C,MLKP,Sivil savunma örgütleri vs. Hepsi prestij sahibi... Usta Yazar Mehmet Ali Birand) büyük bir prestij kaybına uğratılabilirdi. Başbakan, kolları sıvadı ve son derece iddialı bir kampanya gerçekleştirdi. Kürt kökenli vatandaşların üstüne gitmeye başladı.
AKP, Güneydoğu'da kendi politikasına yenildi
“Eğer hizmet istiyorsanız, gelin bize oy verin. Eğer kimlik istiyorsanız o zaman başkasına oy verin” dedi. Hatta “Ya sev, ya terket” anlamına gelen konuşmalar da yaptı.
Amaç, Kürt seçmene havuç göstermek, DTP’nin doğru dürüst belediye hizmeti getiremediğini anlatmak ve “Bana oy verin, ben de size hizmet vereyim” mesajını vermekti.
Sadece bu mesajlarla da yetinmedi ve bölgeye kömür, çamaşır makinası gibi çok cazip hediyeler gönderildi. “Ben sizi zengin ederim” diye göz kırptı.
Dahası da var...
TRT-6 Kürtçe yayını ile Kürtlerin kimlik beklentilerini, Nevruz’da Kürtçe cümle kullanarak da ana dil beklentilerini tatmin etmeye çalıştı.
Çoğumuz, AKP’nin Kürt sorununa daha yakın olduğuna, eğer çözebilecek bir lider varsa, Erdoğan’ın bunu yapabileceğine inanmıştık. Böyle bir izlenim doğmuştu.
Ancak, AKP Kürt kökenli vatandaşlarımıza yaranamadı. Bunun bir nedeni, gerektiği kadar somut adımlar atamaması, yani Kürt vatandaşlarımızın beklentilerini karşılayamaması ise, diğer nedenleri de Kürtlere özgü algılamalardı.
- Kürtler, Erdoğan’ın yarattığı beklenti ortamının arkasının gelmemesine tepki duydular. Söyleyen konuşan, ancak bir türlü arkasını getirmeyen bir Başbakan ile karşı karşıya oldukları sonucuna vardılar.
- Avrupa Birliği konusunda hızlı adım atılmaması, projenin rafa kaldırılması da, bu inancı güçlendirdi.
- AKP’nin Diyarbakır, Tunceli gibi DTP’nin kalesi konumundaki yerleri ele geçirme girişimi Kürtleri ve PKK’yı korkuttu.(Birand Terör Örgütü demekten çekindi) Böyle bir riski kabul edemezlerdi. İçlerine kapandılar, adeta AKP’ye karşı kenetlendiler.
- Hükümetin Kuzey Irak Kürdistan bölgesel yönetimine karşı özellikle geçen yılki sert tutumu da bölgede ters tepti.
- Nihayet, diğer önemli bir unsur, yine geçen yılki askeri harekatlar, Kuzey Irak’taki PKK(Partiya Karkerên Kurdistan diyor anlayan yok mu ?) hedeflerinin bombalanması ve bölgedeki gösterilerde polisin son derece sert müdaheleler yapması.
Kürtlerin mesajı son derece net
Bütün bu nedenlerin yanı sıra DTP’nin yıl boyu sürdürdüğü psikolojik kampanya da çok başarılıydı.
“Kendini Kürt hisseden, bize oy verir. AKP’ye değil. AKP’yi seçerseniz Kürtlüğünüz elden gider” yaklaşımı çok etkili oldu.
Buna bir de, PKK’nın kadrolarına ve sempatizanlarını harekete geçirmesi eklenince, bölge halkı bilinçli bir tutum aldı.(e çüş artık - o sempatizanlardan biride benim dese A.Yakası Gaffur: tam süper olacak)Seçim sonuçları Kürt kimliğini ön plana çıkardı.
DTP, oy oranını yüzde 4.9’dan yüzde 5.6’ya yükseltirken, 3 yeni il ve birçok ilçeyi AKP’den geri aldı. Toplu halde kontrol altındaki 56 belediye sayısını 98’e çıkardı. Daha da önemlisi, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir oyların yüzde 65’ini elde ederek bir rekor kırdı.
Verilen mesajlar çok netti:
1. Kürt kimliği herşeyden önemlidir. Ne kadar hizmet getirirseniz getirin, öncelik kimliğimin kabul edilmesidir.
2. Kürt sorunu silahla değil, siyasetle çözülecektir.
3. Kürt sorununda muhatabınız DTP olmalıdır. Bu parti bizleri temsil etmektedir.
Bu üç mesaj, Ankara’da ciddiye alınmazsa yazık olur.
(Yok Burada Tehtit etmiyor bunun adı İkaz :D:)
DTP'yi sistem dışına itmeyelim
Bu seçim sonuçlarını soğukkanlı şekilde değerlendirdiğimiz zaman, ilk atılacak adımın, DTP’nin sistemin içine alınması, gereği ortaya çıkıyor.
Artık, DTP’li millevekillerinin elini sıkmamak, katıldıkları programlara katılmamak, resmi protokolde bulunmalarına rağmen davet etmemek gibi tutumlardan vazgeçmek gerekiyor.
DTP’yi dışlamak yerine, tam aksine bu partiyi kucaklamak ve Kürt sorununu çözmek için atılacak adımlarda muhatap kabul etmek, artık kaçınılmazdır.(DTP'nin atmak istediği adım ve attığı slogan unutulmasın Dişe diş kana kan seninleyiz öcalan - Öcalana özgürlük)
Mehmet Ali Birand-Posta
*BBY(Parantezin içi)
birad köpeği ergenekoncu değil mi bütün ergenekoncuların pkk ile bağlantısı vardır hemde öyle böyle değil tam içten bağlantı serefsizler ergenekon iddanamesini bile yalanlamıştı kuyulardaki kemikleride yalanlasınlarda si.yim analarını
YanıtlaSil